Dünyaca ünlü İngiliz yazar J.R.R. Tolkien’in Hobbit romanı için, henüz taslak aşamasındayken kendi elleriyle çizdiği illüstrasyonlar, “J.R.R. Tolkien’den Hobbit Resimleri” adlı özel bir kitapta bir araya geliyor. Hobbit’in 75. yıl dönümüne ithafen hazırlanan bu eşsiz eserde, Orta Dünya’nın büyüleyici evrenine dair 100’den fazla suluboya, karakalem, harita ve eskiz ilk kez okurlarla buluşuyor. İthaki Yayınları tarafından sınırlı sayıda, numaralı, ciltli ve kutulu olarak sunulan bu koleksiyon kitabını sakın kaçırmayın!
Tolkien’in kaleminden ve fırçasından dökülen Orta Dünya’yı keşfetmeye hazır mısınız?
1936: Bir Efsanenin İlk Adımları
1936 yılında, J.R.R. Tolkien, yayıncısı Allen & Unwin’e, fantastik edebiyatın mihenk taşlarından biri olacak Hobbit’in taslaklarını teslim etti. Ertesi yıl, Eylül 1937’de kitap, Tolkien’in bizzat çizdiği bir düzine illüstrasyon ve iki haritayla yayımlandı. Ancak hikâye burada bitmiyor. Tolkien, aslında 30 yılı aşkın süredir amatör bir ressam olarak kalem ve fırçayla haşır neşirdi. 1892 doğumlu yazar, çocukken annesinden aldığı birkaç resim dersi dışında, bu alanda kendi kendini yetiştirmişti. Çizimlerinde genellikle tanıdığı manzaraları resmeder, ancak bunları hayal gücünün zengin dokunuşlarıyla adeta bir masal dünyasına dönüştürürdü.
1936 yılında, J.R.R. Tolkien, yayıncısı Allen & Unwin’e, fantastik edebiyatın mihenk taşlarından biri olacak Hobbit’in taslaklarını teslim etti. Ertesi yıl, Eylül 1937’de kitap, Tolkien’in bizzat çizdiği bir düzine illüstrasyon ve iki haritayla yayımlandı. Ancak hikâye burada bitmiyor. Tolkien, aslında 30 yılı aşkın süredir amatör bir ressam olarak kalem ve fırçayla haşır neşirdi. 1892 doğumlu yazar, çocukken annesinden aldığı birkaç resim dersi dışında, bu alanda kendi kendini yetiştirmişti. Çizimlerinde genellikle tanıdığı manzaraları resmeder, ancak bunları hayal gücünün zengin dokunuşlarıyla adeta bir masal dünyasına dönüştürürdü.
Tolkien’in sanatsal dünyası, sadece doğadan değil, edebiyat ve mitolojiden de besleniyordu. Romantik dönemin büyük şairi Samuel Taylor Coleridge’ın Kubilay Han şiirindeki gizemli Xanadu sarayını resmettiği sürreel çalışmaları ya da Kuzey Avrupa mitolojilerinden ilhamla çizdiği resim serileri, onun geniş hayal gücünün kanıtlarıydı. Ancak Tolkien’in en büyük sanatsal başarısı, Silmarillion’da temelleri atılan kişisel mitoloji evrenini görselleştirmesi oldu.
1920’ler: Tolkien’in Yaratıcı Yılları
1920’ler, Tolkien’in hem akademik hem de sanatsal hayatında dönüm noktasıydı. 1925’e kadar Leeds Üniversitesi’nde İngilizce dersleri veren Tolkien, aynı yıl Oxford Üniversitesi’nde dilbilim profesörü oldu. Ancak onun asıl tutkusu, çocuklarına masallar anlatmaktı. Eşi Edith’le dört çocuğuna, uzun kış gecelerinde doğaçlama hikâyeler uyduruyor, bu masalları onların hayal dünyasına hitap edecek şekilde zenginleştiriyordu.
Tolkien’in yaratıcılığı sadece yazıyla sınırlı değildi; o aynı zamanda bir “performans sanatçısı” gibiydi. Her Aralık, çocuklarına Noel Baba ve Kuzey Kutbu’nun sakinleri adına mektuplar yazıyor, bu mektupları sahte pullar ve özel damgalarla süslüyordu. Her bir mektup, Kuzey Kutbu’nda yaşanan maceraları anlatan küçük bir hikâye ve ona eşlik eden bir illüstrasyon içeriyordu. Örneğin, 2000 yaşındaki Noel Baba’nın titrek el yazısı ya da yardımcılarının farklı yazı stilleri, Tolkien’in detaylara verdiği önemi gösteriyordu. Bu mektupları okurken, her karakter için farklı bir ses tonu kullanarak çocuklarını büyülüyordu.
“Topraktaki Oyukta Bir Hobbit Yaşardı…”
Tolkien’in ilk kitapları, bu neşeli Noel masallarından doğdu. Ancak aynı dönemde, daha ciddi ve destansı Silmarillion hikâyeleri de zihnini meşgul ediyordu. 1930’larda, tam tarihi bilinmese de, Tolkien bu iki farklı üslubu birleştirdi: Hem çocuklara hitap eden neşeli bir macera hem de yetişkinlerin ilgisini çekecek derinlikte bir öykü. Aralık ayı yaklaşırken, oğlu Christopher için bir Noel mektubu hazırlama telaşındaydı. Okulda sınav kâğıtlarını okurken, bir an önce evine dönmek isteyen Tolkien, bir kâğıdın arkasına aklına gelen bir cümleyi karaladı: “Topraktaki oyukta bir Hobbit yaşardı…” Bu, Hobbit’in unutulmaz başlangıç cümlesiydi.
Birkaç yıllık yoğun bir çalışmanın ardından, Hobbit 1937’de yayımlandı ve anında büyük bir başarı kazandı. Okuyucular, Orta Dünya’nın kapılarından içeri adım atmış, Silmarillion evreninin ilk kıvılcımlarıyla tanışmıştı.
Orta Dünya’nın Doğuşu: Bir Dil, Bir Evren
Tolkien, Silmarillion’un, yeni diller yaratma tutkusundan doğduğunu sıkça belirtmişti. Ona göre, bir dil yaratmak, o dili konuşacak bir halkı ve onların yaşayacağı bir dünyayı tasarlamayı gerektiriyordu. Bu, yalnızca bir hikâye yazmak değil, koca bir evren inşa etmek demekti. Tolkien’in öykü anlatma aşkı, bu evreni zenginleştirdi. Yıllar boyunca, Beren ve Lúthien’in aşkını, Gondolin’in düşüşünü, Silmaril mücevherlerinin destanını ve Elfler, Hobbitler ve insanlar hakkında sayısız hikâyeyi kaleme aldı.
1973’teki vefatından sonra, bu devasa mirası oğlu Christopher devraldı. Christopher, babasının notlarını derleyerek 1977’de Silmarillion’u yayımladı ve ardından diğer eserleri okurlarla buluşturdu. Böylece Tolkien’in Orta Dünya’sı, nesiller boyu ilham vermeye devam etti.
Tolkien, Silmarillion’un, yeni diller yaratma tutkusundan doğduğunu sıkça belirtmişti. Ona göre, bir dil yaratmak, o dili konuşacak bir halkı ve onların yaşayacağı bir dünyayı tasarlamayı gerektiriyordu. Bu, yalnızca bir hikâye yazmak değil, koca bir evren inşa etmek demekti. Tolkien’in öykü anlatma aşkı, bu evreni zenginleştirdi. Yıllar boyunca, Beren ve Lúthien’in aşkını, Gondolin’in düşüşünü, Silmaril mücevherlerinin destanını ve Elfler, Hobbitler ve insanlar hakkında sayısız hikâyeyi kaleme aldı.
1973’teki vefatından sonra, bu devasa mirası oğlu Christopher devraldı. Christopher, babasının notlarını derleyerek 1977’de Silmarillion’u yayımladı ve ardından diğer eserleri okurlarla buluşturdu. Böylece Tolkien’in Orta Dünya’sı, nesiller boyu ilham vermeye devam etti.
Tolkien’in Çizimleri: Hobbit’in Görsel Dünyası
Hobbit’in taslaklarını yayıncısına teslim ederken, Tolkien, Kuytuorman, Elf Kralı’nın Kapısı ve Göl Kasabası gibi sahnelerin illüstrasyonlarını da eklemişti. Kendi çizimlerinden pek memnun olmasa da, yayıncısı bunları çok beğendi. Tolkien, “hepsi kusurlu” diyerek kendini eleştirse de, kısa sürede kitaba eşlik edecek 100’den fazla illüstrasyon, harita ve eskiz üretti. Ne var ki, o dönemde tüm bu çizimleri basmak, yayıncı için maddi olarak imkânsızdı. Sonuçta, kitap 10 illüstrasyon ve 2 haritayla yayımlandı.
Şimdi, İthaki Yayınları’nın yayımladığı “J.R.R. Tolkien’den Hobbit Resimleri” ile bu görsel hazinenin büyük bir kısmı ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Kitapta, Tolkien’in suluboya, mürekkep ve karakalemle çizdiği 110’dan fazla illüstrasyon yer alıyor. Bu eserlerin çoğu, Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi’nde uzun yıllar süren titiz bir çalışmayla dijitalleştirildi. Tolkien uzmanları Wayne G. Hammond ve Christina Scull tarafından yayına hazırlanan kitap, Hobbit’in yaratım sürecine tanıklık etmek ve Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi filmlerine ilham veren görsel dünyayı keşfetmek isteyenler için bulunmaz bir kaynak.
Hobbit’in taslaklarını yayıncısına teslim ederken, Tolkien, Kuytuorman, Elf Kralı’nın Kapısı ve Göl Kasabası gibi sahnelerin illüstrasyonlarını da eklemişti. Kendi çizimlerinden pek memnun olmasa da, yayıncısı bunları çok beğendi. Tolkien, “hepsi kusurlu” diyerek kendini eleştirse de, kısa sürede kitaba eşlik edecek 100’den fazla illüstrasyon, harita ve eskiz üretti. Ne var ki, o dönemde tüm bu çizimleri basmak, yayıncı için maddi olarak imkânsızdı. Sonuçta, kitap 10 illüstrasyon ve 2 haritayla yayımlandı.
Şimdi, İthaki Yayınları’nın yayımladığı “J.R.R. Tolkien’den Hobbit Resimleri” ile bu görsel hazinenin büyük bir kısmı ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Kitapta, Tolkien’in suluboya, mürekkep ve karakalemle çizdiği 110’dan fazla illüstrasyon yer alıyor. Bu eserlerin çoğu, Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi’nde uzun yıllar süren titiz bir çalışmayla dijitalleştirildi. Tolkien uzmanları Wayne G. Hammond ve Christina Scull tarafından yayına hazırlanan kitap, Hobbit’in yaratım sürecine tanıklık etmek ve Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi filmlerine ilham veren görsel dünyayı keşfetmek isteyenler için bulunmaz bir kaynak.
Hobbit: Mizah, Bilgelik ve Mitoloji
Hobbit ilk yayımlandığında, Tolkien’in yakın dostu C.S. Lewis, kitabı göklere çıkaran bir eleştiri yazısı kaleme aldı. Lewis’e göre, Hobbit, mizahla bilgelik, mitolojiyle şiiri harmanlayan eşsiz bir eserdi. Çocuklara hitap eden dili, yetişkinleri de büyüleyen derin temalarıyla, adeta Alice Harikalar Diyarında ile kıyaslanabilecek bir başyapıttı. Lewis, daha sonra Narnia Günlükleri’ni yazarken Tolkien’den ilham aldı.
Ünlü şair W.H. Auden ise Hobbit’i bir başyapıt olarak niteledi ve Tolkien’e bir mektup yazarak tanışma isteğini dile getirdi. Bu mektup, iki edebiyat devinin ömür boyu sürecek dostluğunun başlangıcı oldu. Hobbit, sadece bir çocuk kitabı değil, mitolojinin nefesiyle zenginleşen, her yaştan okuru büyüleyen bir destandı.
Hobbit ilk yayımlandığında, Tolkien’in yakın dostu C.S. Lewis, kitabı göklere çıkaran bir eleştiri yazısı kaleme aldı. Lewis’e göre, Hobbit, mizahla bilgelik, mitolojiyle şiiri harmanlayan eşsiz bir eserdi. Çocuklara hitap eden dili, yetişkinleri de büyüleyen derin temalarıyla, adeta Alice Harikalar Diyarında ile kıyaslanabilecek bir başyapıttı. Lewis, daha sonra Narnia Günlükleri’ni yazarken Tolkien’den ilham aldı.
Ünlü şair W.H. Auden ise Hobbit’i bir başyapıt olarak niteledi ve Tolkien’e bir mektup yazarak tanışma isteğini dile getirdi. Bu mektup, iki edebiyat devinin ömür boyu sürecek dostluğunun başlangıcı oldu. Hobbit, sadece bir çocuk kitabı değil, mitolojinin nefesiyle zenginleşen, her yaştan okuru büyüleyen bir destandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fantastik Orta Dünya (fantastic middle earth) Fantastik Edebiyat Bilim Kurgu